Geçtiğimiz yıl Milli Eğitim Bakanlığı Türkçe öğretmenlerimize, ekran ünlülerinden diksiyon ve Türkçe eğitimi aldırttı. Sonra bu kıymeti kendinden menkûl ekran ünlülerine bakanlık teşekkür plaketi verdi. İyi mi? Kabul edilebilir bir durum mu bu sevgili okurlar?
Kimlerin nasıl eğittiği, diksiyon ve Türkçe eğitimlerini nereden aldıkları belli olmayan, üstelik dilimizi yalan yanlış kullanan ekran ünlülerinin, cânım öğretmenlerimize eğitim versinler diye görevlendirilmelerinin mantığını kim açıklayabilir?
Bu, Milli Eğitim Bakanlığı’nın ‘’Türkçe eğitimi beceremedim, havlu atıyorum’’ demesinden başka şey değildir. Üstelik, eğitim verme ehliyeti olmayanların yalan yanlış bir şekilde öğretmenlerin dilini iyice bozmaktan başka işe yaramaz.
Ekranlarda, uzun zamandır, dilimizi doğru konuşan ekran yüzü yoktur. Tonlama, vurgu, ses bilgisi, doğru sesletim bulmak olanaksızdır. Bunlar yetmezmiş gibi, geçtiğimiz günlerde RTÜK bazı ekran ünlüsüne Türkçeyi en iyi kullananlar ödülü vermez mi, saçımı, başımı yoldum.
İsim listesine bakınca, ödüllerin şeker niyetine nasıl da dağıtıldığını anlamak için Türkçe bilmeye bile gerek yok. Yazıklar olsun.
İhanet bu. Atatürk’ün dil devrimine ihanet. Türkçe dilinin özüne, dokusuna ihanet. Üstelik RTÜK’ün ödül dağıtmak gibi bir misyonu olabilir mi?
Kanalların bazılarına sırf muhalif oldukları için, gak-guk cezası yazan bu kurulun, nedeni gayet açık olan bir şekilde, ekran yüzü dediği yandaşlarına Türkçe ödülü dağıtması, bu kurumun ciddiyetine çok zarar veren, kurumun küçük düşüren bir adımdan başka şey olamaz.
Bu günlerde ‘’Reislerinin gözüne girme’’ telâşında olan tüm kamu kurumlarında ki yöneticilerde bu tuhaflığı görüyoruz. Reislerinin gözüne giremeyenlerin, görevlerinden af isteme kılıfıyla nasıl kovulduklarını da çok iyi biliyoruz. Liyakat yok, kula kulluk var çünkü. Biat var yani.
Radyo Televizyon Üst Kurulu da bu kaygılarla dilimiz adına, üstüne vazifeymiş gibi ödül dağıtıyor.
Ayıptır. Ayıp.
Aslında bu kurulun dünya ölçeğinde bir benzeri yok.
Jürileri, yani seçici kurul üyeleri ise başlı başına haber konusu. Tekrar tekrar ifade ediyorum. Radyo Televizyon Üst Kurulu, adı ne olursa, ödül veremez. Bu radyo ve televizyonları denetlemek için oluşturulmuş bu kurumun ayrımcılık yapması, hatta daha ileri gideyim, gözdağı verme gayretinin bir ifadesidir. Totaliter rejimlerde, korku fırtınası estirmek adettir. Biz bu rejimle yönetilmiyoruz ki sağa sola durmadan tehdit savruluyor. Radyo ve televizyonlar muhaliftir. Eleştirir, sorgular. Anlatır, öğretir.
Toplumu bilinçlendirme, bilgilendirme, haberli kılma görevi vardır. Ama bizim memlekette sorgulamayacaksın, araştırmayacaksın, susacaksın.
Şak şakçılık yapacaksın senden iyisi olmuyor bazıları için.
Ayrıca başka bir yazımda RTÜK’ün yapısını mutlaka tartışacağım. Bu yazımda yeri yok.
Özetle RTÜK asli görevi neyse, yasal olarak tüzüğünde ne varsa onu yapmalıdır.
Bu arada RTÜK’ün ödül verdiklerini dil sınavından geçirsek ne ödülü alırlar onu da vicdanınıza bırakıyorum.